Galette Sezonu

Ocak ayinin ilk pazar gunu baslayan 'galette sezonu'  acilali baya oldu evet  hatta bitmek uzere ama tembelligimden anca yazabiliyorum.

Birden bire ortaya cikti, pastanelerde her zaman gormeye alisik oldugumuz tatlilarin pastalarin onune gecti, marketlerde, pastanelerde, heryerde kucuk buyuk galette'ler belirmeye basladi, baskoseye yerlesti. Bolgelere gore tarifler degisse de cok eskiye dayanan dini bir gelenekmis. Gelenegin adi Epiphany.

Mecusilerin Hazreti İsa'yı görmek için Bethlehem'e gelmelerini kutlayan ve Ocak ayının 6'sına tesadüf eden kutlama imis. Ocak ayi sonuna kadar devam edermis. 'Galettes des Rois' yani '12.Gece Keki' ni  yerken icinden fasulye buyuklugunde porselenden minik  Isa heykelcikleri cikiyor. Heykeli bulan kral veya kralice ilan ediliyor.

Ben de denedim,  azicik yagli tum diger hamur isleri gibi ama gayet begendim; tekrar tekrar yedim. En bilineni kremali ve bademli olani, yani orjinal adiyla Galette Frangipane'yi daha cok sevdim, cikolata ve armutluya oranla. Hatta dun kursta da kucuk bir galette partisi vardi. Tarifini de aldim ne zaman denerim bilmem:)

Tatli pasta konulariyla  basim dertte burada; bu gidisle zor kilo vericem ben.

Istanbul'da...

1 haftalik Noel tatilini firsat bilip Istanbul'a gittik 24 aralik sabahi. Sokaklar yollar gibi havaalani da gayet tenhaydi. Noel oncesi sokaklardaki o cilgin kalabalik gitmis yerini skunet almisti. Kisitli zamanda yapilacaklar coktu ve programimiz oldukca milimetrikti. Planimiz vardigimiz aksam taksimde arkadaslarla bulusup fasil yapmakti. Eskisehir'deki yurt ve okul arkadaslarimla gec de olsa bulusup guzel ve eglenceli bir aksam gecirdik. Sarkilar danslar rakilar mezeler derken  gecenin sonunu ve eve nasil geldigimizi hatirlamiyorum.

Ertesi gun aksama kadar kendime gelemedim, tabi Ozan da. Bu yuzden pazar gunu icin dusundugumuz Sultanahmet gezisi iptal olmus oldu. Sadece sabah Rumelihisari'ndaki Lokma'ya kahvaltiya gittik; annem, ablam ve esi ve Bursa'dan gelen kuzenimle.

Halim perisandi bu resmin cekildigi dakikalarda:)

Hafta ici ise Ozan'in teyzesi, anneannesi, abisi,  babasi ve yegenlerle vakit gecirdik. Biraz alisveris yaptik, bir bavul dolusu yiyecek getirdik memleketten. Tabi bu yogun kosusturmada gelirayak hasta oldum. 31 Aralik sabahi yola ciktik yeni yili Paris'te karsilamak uzere. Aksamina Eiffel'e gidecektik Champs Elysees'deki sokak coskusunda yerimizi alacaktik ama olmadi. Yattik uyuduk. 1 haftanin yorgunlugunun ustune grip eklenince pek havaya giremedim. Bu gune kadar da bu yaziyi bir turlu tamamlayamadim.  Gribim  kapanisi oksurukle yapti ve simdiye kadarki en siddetli oksurugum de 10 gunun  ardindan ancak  sona erdi.

Yeni yil havasina giremedim ama  nasil baslarsa oyle biter sozune de   inanmam, herkese ve kendime  tekrar bomba gibi bir yil diliyorum. Hosgeldin 2012!