Bretagne,(bretan) Fransa'nın 26 bölgesinden biri. Paris'te hatiri sayilir oranda Breton nufus var, hatta Montparnasse bolgesi yogun yerleşim bölgeleri. Christine de Breton ve bizi gecen sene buradaki festivallerine goturmustu, meshur geleneksel kiyafetleri ve muzikleriyle ilk geldigimiz sıralar tanismistik. La Mère Poulard biskuvilerinin, tereyagli karamel sekerlemelerinin ve kreplerinin meshur oldugunu da ondan ogrendik. O tarafa gidecegimizi duyunca da tabiki tavsiyelerde bulundu, haritasini acip nerde ne kadar vakit gecirmek iyi olur; nerede ne yenir nereden ne alinir soyledi, rehber kitabini da verdi. Ama bizim sure yine yetmedi.
Dinan
Gece Dinan'da kaldik (Hotel Le Challonge'da; çok merkezi, güzel bir otel) Yine cok sevimli bir kucuk kasaba, tek kotu yani aksam 7 de dukkanlarin kapanmasi, neyse ki paskalya diye pazar gunu acikti. Les 3 Lunes adli restoranda harika degisik yemekler yedik. Ozan tatlı olarak karışık tabak istedi ve goruntusu bile bizi tatmin etmeye yetti.
Dinan
Dinard
Varlikli fransizlarin evlerinin bulundugu, şık bir sahil şehri. Kıyaslamayı çok severim şehirleri. Nereye gitsem burası Ankara gibi, burası aynı Mengen, burası Altınoluğu hatırlattı bana gibi benzetmeleri yapmasam olmaz. Burası da bana Buyuk Ada'yı anımsattı. Bir iki beden buyugu diyebiliriz. Sahil şeridi boyunca spor yapan pek cok insana rastladik, nasil bu kadar iradeli olabiliyorlar anlamiyorum, hava soguk yagmurlu sabahin köru ve kosuyorlar, cocuklari da sortlariyla sahilde oyun oynuyorlardi, biz mont ve botlarla usurken...
Son olarak St Malo'ya ugradik, Bretanya'ya gitmişken deniz urunu yemeden gelemezdik, gerçi herkes istridyeyi Cancale'da yemeyi onermisti ama zaten cok yakin sehirler ve Cancale istridyesi satiliyordu orada da. Bol bol taze istridye yedik, diğer deniz ürünlerini de tabi. Üstune tatli olarak Le Tournesol krepçisinde kreplerimizi de yedik. Seçtiğim Salideau krebi çok güzeldi, dondurmalı elmalı karamel soslu, gideceklere tavsiye ederim.
Saatlerce deniz konseptli dekorasyon esyalari satan dukkanlardan cikamadik, rolleri değiştik bu defa Ozanla; dükkandan zor çıkardım. Pusulalar, deniz fenerleri, saatler ve pek çok çeşit deniz temalı aksesuarların arasından sonunda bir maket tekne aldi.
Beni bu St Malo gezisi hiç kesmedi, daha çarşıya ayak basar basmaz buraya tekrar gelicem demeye başladım, bir kaç saat yetmez en az 1 gün kalmak lazım.