Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Çarşamba, Ağustos 24, 2011

Côte d'Azur, huzur

Diğer bir deyişle French Riviera bilindiği gibi Fransa'nın güneyi oluyor. Son dakikada ucuz olsun diye ayarladığımız Nicea Hotel kaldığımız en kötü oteldi galiba. 30 derece sıcakta asansörsüz 5. kattaki odamız ve bayat kruasan - jöle reçelden oluşan "Continental" kahvaltımız başta canımızı sıktı tabi. İtirazımız sonucu ertesi gün 1. kattaki izbe küçük daracık pencereli odaya transfer olduk da onca merdiveni çıkmak zorunda kalmadık. Transfer sırasında odada unuttuğum ve yokolan eşyalarım konusuna girmeyeceğim zira Nice herşeye rağmen çok güzeldi.
Bir kere çarşının ortasındaki pırıl pırıl mavi bayraklı denizi ve taşlı kumsalı beni benden aldı:)

Promenade des Angles caddesinin hemen önü deniz. En popüler mekanlar, birbirinden güzel restaurantlar Eski Nice (Vieux Nice) tarafında. Yöreye ait sabunlar, kokular, dantelli mutfak ve ev tekstilleri, süsler, takıların satıldığı tezgahlar ve şirin dükkanlar görülmeye değerdi. Gitmişken Nice'e özgü bir crep çeşidi(bildiğin sade crep) olan "Socca"yı da denedik ama nasıl desem biraz kuruydu. Bunun haricinde yemekler Fransız yemekleriyle sınırlı değil, Akdeniz Mutfağı ağırlıklı, daha çok İtalyan usülü olunca şehir benden bir aferin daha aldı! İkinci gün Monaco, Monte Carlo, St Paul de Vence, Eze, Antibes, Cannes turuna katıldık; 1 gün içinde gitmediğimiz yer kalmadı. Fransada parfümün merkezi sanılanın aksine Paris değil, Grasse bölgesiymiş. Biz orayı göremedik ama bir başka merkez Eze'de Parfümerie Galimard adlı fabrikaya gittik. Burada parfümün nasıl ortaya çıkıp üretildiğinin kısa anlatımından sonra biz turistleri hemen teşhir standına götürdüler, hiç dayanamam hemen aldım. Ozana da aldırdım ama parfümler hayalkırıklığı oldu çünkü 10 dakika sonra kokudan eser kalmıyor.

Kokularin denendigi girisin yasak oldugu bolmeler

Monaco'da Grace Kelly'nin evlendiği kiliseyi, Monte Carlo'da bir sürü zengin kumarbazı gördük. Cannes daki kırmızı halıda Natalie Portman pozumu verip, Antibes'de yine yöresel çarşı turumuzu yaptıktan sonra akşam 18:00 gibi Nice'e geri döndük. İçlerinde en beğendiğim; ressam ve sanatçılara ilham olmuş, sürpriz küçük dar sokaklar bütünü St Paul de Vence oldu.




Tur rehberimiz ve aynı zamanda şöförümüz olan Çeçen genç azıcık konuşmaya hevesli olup bilgi verseydi fena olmazdı. Çocuk burada 20 dakika mola veriyoruz demeye bile üşeniyordu da biz soruyorduk. Neyse efendim gittiğim yere bir daha gitmek yerine hep farklı yerler görmeyi tercih etsem de genelde; Fransız Rivierası, sıcak insanları ve akdeniz rahatlığıyla favori tatil bölgelerim arasına girdi.

2 yorum:

  1. monte carlo, monaco, cannes 1 günde gezilebilecek kadar küçükmü

    YanıtlaSil
  2. Bizim zamanımız kısıtlıydı 20-30 dakika kalabildik herbirinde, en azından görmüş olalım diye ama eğer imkan varsa geniş zamanda gezilmeli bence.

    YanıtlaSil