Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Cuma, Ağustos 19, 2011

Disneyland Paris

Pek çok yaşıtımdan farklı olarak eğlence parklarını acaip eğlenceli buluyorum. 2005 yılında work and travella New Jersey Six Flags'de çalışmamla içimdeki çocuk uyandı. Hoş orası pek de çocuk işi sayılmaz Disneylandla kıyaslandığında ama etrafımda orada çalışmaktan ben kadar mutlu olanını pek görmedim. Haftanın 4-5 sabahı gelen tek otobüsle(kaçırırsan yandın) 1 saat git 1 saat gel yapıp 12 saat çalışıp tek mutlu olan bendim heralde. Erken çıktığımda eve gidip dinlenmek yerine "nitro"ya koşardım (favori rideımdı.) Sıra beklemek bile koymuyordu ki pek çok durumda sıra beklemek benim için vazgeçme sebebi. Biriktirdiğim paralarla da Orlandoya gidip Disneyland hatta Sea World, Universal Studios... ne var ne yok keşfetmiştim.
Herneyse bu çocuksu yapımın kaçınılmaz sonucu olarak Pariste yaşayıp Disneyland'a gitmemem imkansızdı. Tatli kocam da buraya ilk gelişinde ben daha gelmemişken park biletlerini hazır etmiş:) Aman havalar iyi olsun, aman çok uzak, hele bir arabamız gelsin derken, tam bilet geçerlilik süresi dolmak üzereydi ki geçtiğimiz haftalarda gidelim dedik.




Sabahın erken saatlerinde orada olup ilk sırayı, kapanışı önce olan (sanırım 19:00) Disney California Adventure Park'a verdik. Diğeri de; hemen yanında daha büyük olan Disneyland Park. Günlerden cumartesiydi kapanışı 23:00'tü.
E tabi biraz çocuksu, ama edindiğimiz haritadan en tehlikeli olanları (kalp ve tansiyon problemi olanların kaçınması gereken ne kadar ride varsa) işaretledik ve sırada beklemeye başladık. En beğendiğimiz ilk tercihimiz olan The Twilight Zone Tower of Terror"dü. (adı bile ürkütücü:) Esrarengiz otelde korku dolu macera! Evet en orijinali bence buydu. Sıradayken fark ettik ki insanlar "fast pass" biletleri almışlar ve biz öfkeli kalabalığa aldırmadan önümüzden sıvışıyorlar! Neyseki ilk ride'da bunu farkedip sonrakilerde "hızlı geçiş" kartlarımızı önceden almak suretiyle sıradaki kalabalığın yanından içeri sızıverdik. Bunun dışında diğer parkta Indiana Jones, Space Mountain, Star Tours ve adlarını hatırlamadığım bir kaç farkı tecrübeyi daha yaşadık.
Böyle ortamlar çok kalabalık olduğundan ve her bir etkinlik için sırada beklemek gerektiğinden yemekler de alelacele fast food tarzında yapılıyor. Biz de pizza sandviç türü birşeyler atıştırdıktan sonra cumartesi akşamı gerçekleşen büyük geçiti beklemeye başladık.
Miki, Mini, Goefy, Duffy gibi Disney karakterlerinin görkemli ve ışıltılı arabaları içinde sokaklarda geçit yapmasını bütün çocuklarla birlikte biz de 23:30'a kadar bekledik. Değdi mi, evet. Geçitten sonra havai fişek gösterilerinin anonsu yapılıyordu ama saat 00:15 ti ve yorgunluktan bayılacak haldeydik. Çıkışlar da kalabalıklaşmadan hemen gitmek en iyisi diye düşündük. Başta çok istekli olmayan Ozan ve dünden hevesli ben inanılmaz eğlendik ama eğer niyetiniz varsa siz yine de hafta içi gitmeyi tercih edin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder