Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Perşembe, Ağustos 30, 2012

Dogumgunum

Kucukken dogum gunlerim yaz tatiline denk geldigi icin cok uzulurdum. Okul doneminde dogmus olmayi cok isterdim. Agustosta kutlama yapacak kimseyi bulamaz, nerede kim denk gelirse  onunla kutlardim. Cogu zaman da arada kaynardi.


Bu sene arkadaslarimin pek cogunu burada yakaladim.  Bizim balkonda kutlama yaptik. Zeyneple mezeler yapip  masaya dizdik. Ozan kanepe ve mojitolariyla destek verdi. Balkona dizustu bilgisayari ve hoparlorleri tasidik. Apartmanin girisine de 'Bu aksam arkadaslarimizla bir kutlama yapacagiz olusabilecek gurultuden dolayi hepinizden simdiden ozur dileriz. Anlayisiniz icin tesekkurler' yazisini yapistirdik. (bunu daha once yapanlar gormustuk) Zaten apartmanin pek cok sakini de  tatilde oldugundan bir sorun yasamadik. Unutamayacagim en guzel kutlamalarimdan biriydi. Gec saatlere kadar eglendik. Gecenin en unutulmaz detayi ise butun misafirleri ugurladiktan sonra kapimizin calinip parti bitti mi? diyen gencti. Bir arkadasimin arkadasiymis:) 'Bitti' dedik . Gitti...






Salı, Ağustos 28, 2012

Gemi Turu 2: Ibiza, Mahon, Barcelona

Ibiza
Gece hayatinin, beach partilerinin adresi, dunyaca unlu turizm merkezi Ibiza'da sabah 10 dan gece 01:30'a  kadar kaldik. Sabah denizde yuzer aksam da eglenmeye gideriz diyorduk ama gece klupleri eglenceyi 24:00 de baslatiyormus.  David Guetta'nin  djlik yapacagi  unlu gece klubu Privilege'a sadece girisin 80 euro oldugunu ogrenince erken donuyoruz diye cok uzulmedik:)

Ibiza'dan kendimize bu karti attik,geldi!

Otobusle Bossa plajina gittik, populer beachlerden olan  Bora Bora beach de burada.




Aksam da carsilari gezdik, canli ve hareketliydi sokakalar, eglence oncesi gencler barlara yeni yeni geliyordu.


Mahon


Ispanya'ya ait Balear adalarinin bir parcasi olan Minorka'da bir sehir Mahon, orijinal adiyla Mao. Mayorka(Majorca) buyuk ada, Minorka(Menorca) ise kucuk ada demek. Iste benim favori sehrim. Daha rafine, daha az kesfedilmis...Bize en orijinal gelen bu sehire en az sureyi ayirmislar; teesuf ettik.:( Toplu ulasim cok gelismemis, herkes arabayla ulasimi tercih ediyor. Istedigimiz plaja otobusun 1 saat sonra oldugunu farkedince, farkli bir sehre gitmeyi tercih ettik. Siradaki ilk otobusle Fornell'e gittik. Bir saatlik yolculuk sonucu vardigimiz plajda 20 dakika sonraki son otobusu yakalamak icin havlulari bile sermeden denize girip cikip duraga kostuk. Otobusu kacirmistik; sehirden cok uzaktaydik ve otobus yoktu!  Buyuk talihsizlik... Butun zamanimizi Mahon'a varmak icin harcadik. Gelen ilk otobuse atlayip  farkli bir sehire gectik, aktarmali seferlerle gemiye yetistik. Ozan geminin yakinindaki  yoreye ozgu cin tadimina  gitti hizlica :) Kesfedilecek o kadar egzotik koy vardi ki, tekrar gitmenin hayallerini kuruyoruz simdi.

Iste benim plajim, sakin temiz, kucuk...

 Her yer bu sandaletlerle doluydu. Sehre ozgu bu sirin, tipik ayakkabilar Minorka'da uretiliyormus.   Bu ayakkabilarin anahtarliklari, buzdolabi magnetleri her hediyelikcide var.


Barselona

Buraya ilk geldiğimizde gezilecek yerler listemin baş köşesine koydugum Barselona'yi gecen yil güneşli bir ilkbahar  haftasonunda gezmistik. La Ramblas daki otelimiz çok merkeziydi. Buna rağmen şehir fazla turistik geldi, fazla kalabalık ve bunu fırsata dönüştürmek isteyen gereksiz fazlalıktaki hediyelik dükkanları ve sokaktaki  fotoğraf çektirerek para toplayan kılıktan kılığa girmiş insanlar.

Barcelonayı anlamlı kılan Art Nouveau akiminin oncusu Gaudi'nin yapıtları..

Sagrada Familia
Gotik tarzdaki Sagrada Familia hala bitirilemeyişi ve devam eden inşaat görüntüsüne rağmen büyüleyici. Casa Mila ve Casa Battlo organik mimarinin  en onemli orneklerinden kabul ediliyor. 

1904-1906 yillari arasinda insa ettigi  Batllo Evi su an muze.

1906-1910 yillari arasinda insa attigi Casa Mila, arkamda.


Las Ramblas 'daki bu buyuk pazarda yok yok, bir meyve salatasi alip yola koyulduk.

    Gecen sene Gaudi'nin Park Guell'ini görmeye fısat olmamisti. Iste bu defa hemen buraya gittik.
1900-1914 yillari arasinda Guell ailesinin soyluluk gostergesi olarak yapilmis; 1923'ten sonra halka acilmis Park Guell. (vikipedi) Kucuk, renkli, seramik mozaiklerden yapilmis yapilarla cevrili bu park oldukca yuksek bir tepede konumlaniyor. 

Park Guell

Ardindan; sicakta gidilecek ilk yer olan  plaja kostuk. Metro ile gidilebilen plaja yerli halk ve turistlerin yogun ilgisi vardi. Deniz umdugumdan temiz ve iyiydi.
Ispanya'ya ozgu meze olan 'tapas'ları güzel, yoresel icecek sangria zaten sıcakta ilaç gibi, denizürünlü paella da cok özellikli olduğunu düşünmesem de  beklentimi karşılıyor. Aslinda guzel sehir Barselona.

Cumartesi, Ağustos 25, 2012

Gemi Turu 1: Marsilya, Olbia,Tunus


Marsilya
Fransa'nin 2. buyuk sehri Marsilya farkli ulke ve kulturlerin karmasindan olusmus. Araplar istila etmis biraz, Cezayirliler cogunlukta.
Limani Fransa ve Akdeniz'de 1.; Avrupanin ise en buyuk 4.limaniymis. Telefonda gemi 4. limandan kalkiyor joilette duragi dediler. Otobusten inip gemiye binecegiz sandik.  2km'ye yakin yol yuruduk gunesin altinda bavullarla. Gemide bir sohbet konusu da buydu,  biz gibi mesafeyi ongoremediginden yuruyup perisan olanlar vardi.
Sabunlari meshur, hani rengarenk mis kokulu sabunlar var ya, iste onlar hep Marsilya'dan. 


Gecerken pazara da ugradik. Turk pazarlarina benziyordu.

Toinou restoraninda taze deniz urunleri yenmesi tavsiye edilir.

Kisacik turumuzdan aktaracaklarim  bunlar.

Gelelim gemi rotamiza...
Yolculuk boyunca;
Hicbir extra tura katilmadik, genelde otobuslerle, bazen shuttle, bazen taksiyle sehir merkezi ve plajlara gittik. Geminin turlarina katilmayacaklar icin de resepsiyonda her gun gidilen ulkeyle ilgili alternatif ulasim secenekleri, fiyatlari, tarihi ve turistik bilgiler ve haritanin yeraldigi ciktilari bulabiliyorduk. Faydali bir hizmetti. Ozan da  calisip gelmisti zaten.

Olbia


Italya'nin Sardinya adasindaki bu sehirde once sehir merkezine oradan da plaja gittik. Hos bir sahil sehri'nin disinda soyleyebilecegim enteresan birsey yok.


Tunus

Gezilen yerler icerisinde en farkli duragimiz Tunustu. Daha once bir arap ulkesi gormemistim. Heyecanliydim. Gemiden iner inmez biz turistleri develer karsiladi. Limana dizmisler 4 deve. binip bi tur attiriyorlar.  Binmesem olmaz; hemen attim arkama Ozan'i Tunus'a sooyle bir tepeden baktim.


Liman duty free'sinde turistlere ozel yoresel kiyafetli calgicilar...

Ulasim ayni istanbul gibi; metro ve otobuslere kalsak butun gun sehir merkezine ulasamayacaktik. En makulu taksi ayarlayip gezmekti. Gemi cikisinda konuslanan tur firmasinin secenekleri icinden 4 kisilik Medina, Kartaca ve Sidi Bu Said turunu sectik. Yanimiza fransiz genc bir cift bulup taksiye atladik. Epey atraksiyonlu makasli hamlelerle fransiz kizin yuregine inmeden eski sehir meydani Medina'ya vardik.

Yanimiza hemen bir adam geldi bizi alip gezdirmeye basladi. Dolandirici oldugunu sonradan farkettigimiz  bu adam kendince bize rehberlik yapip kendi anlasmali oldugu dukkanlara bizi goturup  kaziklamaya calisti. Hizla gectigimiz diger dukkanlarda begendigim bazi seyler icin durmak istedigimde mudahale edip bunlar dinar kabul ediyor ben sizi euro kabul eden yerlere goturecegim! dedi.  Niyetini cok gec anladik malesef. Ara sokaklardan birinde bize; ana caddede para alamiyorum rehberlik ucretimi burada alacagim kisi basi 5 euro! dedi. Medina meydaninda taksilerin bulundugu yerde bastonlu Ibrahim'e rastlaraniz hemen kacin, kendinizi kurtarin!
 Ust resimde buyuk boyunu gordugumuz kus kafesleri sehre ozgu bir dekorasyon objesi olarak hemen hemen her dukkanda satiliyor. Minicik bile alsan bavulda kapladigi yer sorun oluyor!


Tunus'ta minareler genelde  kare biciminde.

Guzel olan cogu Tunuslunun arapcanin yaninda fransizcayi da gayet iyi konusuyor olmasiydi.


Ibrahim'den  kurtulup Kartaca ve Sidi bou Said'e devam ettik taksiyle. Iste buralar Medina'dan sonra gayet guzeldi.


Medina'dan sonra  Kartaca'ya geldik ama hem biz hem de diger cift bir an once Sidi Bou Said'e gitmek istedigimiz icin burada cok az kaldik. Buradaki milli muzeyi gezemedik .

Hemen Sidi Bou Said'e ciktik.
Burasi dik yokuslari, dar ara sokaklari, tepede muhtesem deniz manzarasi, kafeleriyle gercekten gorulmeye degerdi. Mavi ve beyazin hakim oldugu bu tepedeki sehre once gitmeliymisiz ; ama Ibrahim bizi eski sehirde o kadar oyaladi ki tadini yeterince cikaramadik. Meshur  caylarini aceleyle icip bol bol fotograf cekip pazarlik yaptik.


Bol sekerli, naneli, fistikli cay. Pek nane yoktu ama fistiklar guzeldi. Sekersizi var mi dedim yok dedi. Halbuki ben Paris Cami'sinde sekersiz olsun lutfen diyorum, sekersiz getiriyor garson



Evlerin beyaz olmasinin sebebi sicak; kapi ve pencerelerin mavi olmasinin sebebi ise sineklerden korunmakmis. Sinek maviye gelmezmis.



Urunlerin fiyati konusu cok karisikti; bir dukkanda en az 3-5 satici vardi her kafadan farkli bir fiyat cikiyordu. Isin ilginci kasaya vardigimiza fiyat birden 5 katina cikiyordu.(Medina'da) Bu pazarlik isleri cook yorucu oldu. Resmen bezdiren uzun diyaloglardan sonra  birkac  ufak birsey aldim ama; en cok ne kadar kaziklarim mantigi bize hem zaman hem enerji kaybettirdi. Yanimdaki kiz esantiyon boyutunda parfum esansini 15 euroya, 5li baharati  20 euroya aldi. 100 euro dedi ama 20  ye aldim! dedi.
Son olarak hurmamizi da alarak, hem sicaktan hem de sonsuz pazarliklardan  bitik vaziyette  gemiye donduk. Bizim ulkemize gelen turistlere de boyle tutturabildigine fiyatlandirmalarin turist gozunde hic hos olmadigini bizzat yasadim. Yapmayalim cok kotu bir itibar, valla. Pazarligin bile kararinda olani guzel.

Salı, Ağustos 21, 2012

Gemiyle Akdeniz Turu

Hic aklimizda yokken bir anda gemi turu ayarlayiverdik. Uygun fiyatli diye, tatil acentasindaki kiz sıksık bizi arayip reddemeyecegimiz bir firsat sundu diye, hadi dedik yeni birsey deneyelim.
Fransiz gemisi Horizon; 620 personel ve  1444 yolcusuyla Marsilya'dan hareket etti. Olbia, Tunus, Ibiza, Mahon, Barselona duraklarinda durdu. Sadece bir gunumuz gemide gecti.
Sectigimiz gemi bir Royal Caribbean degildi ve beklentimiz cok dusuktu. Kendimizi cok kotuye hazirlamistik ama adim ataratmaz haksizlik ettigimizi anladik. Odamizi  standart ic kabin secmistik, odadaki cami gorunce  cok sevindik.  Basta ufak tefek hijyen takintilarim olsa da hemen atlattim.
Havuz hep son tercihimdir, geminin havuzu son tercihim bile degildi. Guneslenip dusla serinledim hep, ayagimi bile sokmadim icinde 50 kisi olan minicik havuza.

Tek basina pek asil duran gemimiz diger gemilerle yanyana gelince minicik kaliyordu



Geceleri sihirbazlik, dans  gosterilerini keyifle izledik, orkestra ve solistler de oldukca iyiydi.
Aksam yemeginde masamiz ve grubumuz ayniydi ama ogle yemegi ve kahvaltilarda farkli yolcularla masayi paylastik. Pek cok kez sessizce yemek yiyip kalkmak istesem de sohbetsever fransizlar bırbır konusup cevap bekleyen bakislarla fransizcami duymak zorunda kaldilar. Sonra konu nerelisin  ekseninde gelisti. Basta konusmak istemesem de fransizcami 'tanimladiktan' sonra hemen 'ee memnun musunuz bakalim  gemiden' diye fix sorumla kucuk capta kamuoyu yoklamasi yaptim. Herkes memnun, herkes mutluydu.


Aksam yemeklerimiz pek muhabbetliydi. Herkes gun icinde yaptiklarini aksam hararetle birbirine anlatiyordu. Sekerim biz yakinda bir plaj bulduk yurume mesafesinde,  hemen kapidaki saticidan bu bilekligi aldim seklinde gayet tanidik diyaloglar vardi. Biri Amiens'den digeri Normandiya'dan gelen bu iki aile  cok  sevimliydi. Cocuklar da cok efendi ve tatli. Arada kaptirip taramali tufek gibi konussalar da genelde biz leb demeden leblebiyi anladilar. Bazen de yavasca tekrar anlattilar. Bazen de komik diyaloglar yasandi . Yemek sonrasi Ozanla 
-'adam bunu sordu sen bu cevabi verdin'
-'peki senin su cumlene ne demeli'
-'bunu derken ne demek istedin'
gibi kritikler yapip koptuk. Cok baska seyler anlattigimiz oldu evet. Bazen ortaya kelimeleri attik cumleyi onlarin kurmasini bekledik:) Espriler havada ucustu biz baktik kaldik ama genelde anlastik:) off   fazlasiyla fransiza ve fransizcaya maruz kaldik.



Ogle yemekleri ve havuz basi bufesindeki kalabalik ve ozensizlige ragmen aksam yemekleri gastronomikti. Sunumlari da cok basariliydi takdir ettik. Kurbaga bacagi, salyangoz gibi ozel yemekler vardi menude, porsiyonlar az ama lezzetliydi.


Son aksam yemegi sirasinda birden muzik calmaya basladi  garsonlar ve ascilar el sallayarak veda yuruyusu yapti. Sefler tanitildi, tesekkurler edildi, duygulu anlar yasadik. 
Her sabah   farkli bir ulkeye gozlerini acmak, farkli kulturleri kesfetmek, yoldayken eglenmek, rahat yatakta uyumak paha bicilemezdi. Boylesi yogun programdan sonra  40 dereceli ıssız Paris'e donunce bir tuhaf olduk. Beynimizde geminin her gunku rutin hoparlor duyurulari donup duruyor hala. Gemiyi cook ozledik....

Pazartesi, Ağustos 20, 2012

Parc Asterix

Gecen sene Christine, yine  ogrencileri olan hintli bir cifti bizimle tanistirmisti. Bizim yeni zamanlarimizdi  Disneyland'i begendigimizi soyleyince Parc Asterix'i de deneyin biraz daha yetiskinlere hitap ediyor  demislerdi, hafta ici gidin yoksa inanilmaz kalabalik diye de eklediler,bir seneyi gecti; reklam afislerine bakip bir suredir gun saydigim parka nihayet Ozan'in izinli oldugu bir hafta ici internetten aldigimiz biletlerle gittik.
Bu tarz aletler benim favorilerim ama yukaridan emniyet kemeri nedeniyle  sarsintidan boynum incindi. Haftaici olmasina ragmen sicakta 1 saatlik bekleme sureleri bizi bezdirdi. Ozan zaten ben kadar extrem degil; ici disina cikti ilk biniste, sicak basina vurdu, keyifsizlestik bir sure sonra.



                 Eglendik ama Disneyland'daki keyfi alamadik biz Parc Asterix'de.

En guzel bolum, limandan calinan Mona Lisa tablosunun canlandirmasiydi. 25 dakika suren bu showu keyifle izledik. Gosterinin kisa videosunu buradan izleyebilirsiniz.