Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Perşembe, Eylül 22, 2011

Journées du Patrimoine

Türkçesi devlet dairelerinin halka açılması. Geçtiğimiz haftasonuydu, 2 gün sürdü. Farklı bir kavram bizim için ama çok hoşmuş. Sağolsun Chistine bizi böyle güzide organizasyonlardan haberdar ediyor; dahası rehberlik yapıp gezdiriyor. Bu hafta da kursu dışarıda yapalım,  normalde halka açık olmayan ama merak edilen bu yerleri görelim dedik ve gördük ki   Fransızlar  çok ilgi gösteriyor bu tip etkinliklere, saatler süren kuyruklar vardı. İlk durağımız Hotel de Ville'di. Çok ihtişamlı bu yapı Paris Büyükşehir Belediye Başkanlığı! oluyor.


                                                         Çiçeklerden bir Eiffel

2001 yılından beri belediye başkanı olan sosyalist lider Bertrand Delanoë, kentin gay oldugunu aciklayan   ilk   lideriymiş.
Başkanın odası (benim böyle odam olsa hevesle çalışır, mutluluktan Paris ulaşım araçlarının hepsini bedava yapardım!:))

Haftasonu bile bütün çalışanlar mesaide; duvarlardaki ve tavanlardaki çizimlerin, kabartmaların neler olduğu, süslemelerde  altın varağın nasıl uygulandığı, yerdeki parkelerin hangi malzemelerden oluştuğu, hatta yılda kaç tuvalet kağıdı kullanıldığı bile halkla paylaşılmış. Ne kadar şeffaf değil mi?
Paris- Moskova arası mesafe kadar; yani 2489 km tuvalet kağıdı kullanılıyormuş yılda. Öyle yazıyor.:)


Resepsiyon bölümü çok büyük,  görkemli avizeler var.  Binadaki toplam 17.000 aydınlatmanın 3'te biri buradaymış. Hangi ampul çeşitlerinin kullanıldığı,  avizelerin hangi parçalardan oluştuğu ve hangi malzemeler kullanılarak parlatıldığı bile gösteriliyor.


                                       Kütüphanesinde 600.000 kitap bulunuyormuş.

                                 Burası da belediye meclisinin toplanıp karar aldığı salon.

Burada 2 saate yakın kaldık, yanımızda bilgi veren bir bilen olunca daha bir zevkli oluyor gezmek, sonrasında biz Christinele hızımızı alamayıp Devlet Arşivler Genel Müdürlüğü!ne gittik  ama onu belirli saatlerde önceden bilet alma suretiyle gezdiriyorlarmış. Açık arttırma yapılan binaya girdik. Orada da bir saatin 10.200 euroya saniyeler içinde satıldığına şahit olup kendi normal dünyamıza döndük. Daha sonra Christinle ayrıldık, ben hızımı alamayıp kuyruk gördüğüm bir iki yeri daha herhalde  önemli bir yer diyerek ne olduğunu bilmeden  gezdim itiraf edeyim. Ama baktım 1,5 saat kuyrukta bekleyip girdiğim binalar  Hotel de Ville kadar etkileyici değil;  fransız tarihi hakkında detaylı bir bilgim ve o denli ilgim yok bu güzide tarihi fransız yapılarını fransız vatandaşlarının görmeye daha çok hakları var boş yere sıra işgali yapmayayım diyerek yorgun argın evime döndüm.
Ertesi gün çok merak ettiğim Elysee sarayını da göreyim başka birşey istemem diye gittim ama ne mümkün.(Christine beni kalabalık konusunda uyarmıştı. Kendisi bile 20 yıldır Pariste olup görmemiş.) Ben de kuyruğu görüp vazgeçtim, bana ne Sarkozy'nin ofisinden değil mi ama!



Elysee Sarayının önü. Alarmlı kapılar, havaalanındaki  gibi çanta aramaları falan baya ciddi bir güvenlik kontrolü vardı.
Meydanlarda, bahçelerde devlet bandoları müzik yapıyorlardı. Sevdim ben bu Patrimoine günlerini. Ciddi bir hazırlık yapmışlar,  Seneye sabah 5' te Elysee Sarayı önünde nöbet tutabilirim, gayet fransız bir şekilde:)

2 yorum:

  1. Elysee Sarayi normalde halka tamamen kapali mi?

    YanıtlaSil
  2. Emin değilim ama bu kadar yoğun güvenlik kontrolü olduğuna göre galiba öyle, belki belli bölümleri açıktır, belki randevu alarak gidip görülebiliyordur.

    YanıtlaSil