Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Pazar, Kasım 27, 2011

Nerede ne yesek?

Her ne kadar fransız mutfağı büyük ölçüde bana hitap etmiyor olsa da  artık çok da dert etmiyorum, Yemek hayatımın hatırı sayılır parçası, farklı ülke mutfaklarını denemeye devam ediyoruz.
Nerede ne var
Öncelikle şehrin en iyi mojitosunu yaptıklarını iddia eden ve gerçekten denemeye değer bulduğum Le Pixel Pont neuf köprüsünün hemen dibinde.

Christine'in önerisi ve tavsiyesiyle, birlikte gidip güzel bir akşam geçirdiğimiz  West Country Girl krepçisi şimdiye kadar yediğim en güzel kreplerin yapıldığı yer. Gündüzleri açık değil akşam 19:30 gibi açılıyor ve oldukça gizli saklı bir köşede konumlanmış durumda ama çok sıcak bir ortam. Ana yemek olarak peynirli jambonlu vb. olanlari tercih ediliyor, bunlara  "galettes" deniyor. Tatlı olarak nutellali, elmali, recelli, sekerli kreplerden yeniyor genelde, ben elmaliyi cok begenmistim. Bir de yanında cidre brut (elmalı şarap sek) ohh mis.

Istridye, tercih edilen bir deniz ürünü, buzların içinde karides midyeyle falan geliyor. Bir türlü cesaret edemiyordum geçenlerde denedim bol limon sıkıp hüplettim çok mu açtım nedir çok beğendim. (not:  denizden ne çıksa yiyenlerdenim:)

Bu tur deniz urunleri restoranda yenebildigi gibi ayak ustu midye dolma gibi de atistirilabiliyor.
Isrtidyelerin taze (canli) olmasi onemli, bunu anlamak icin de uzerine limon sıktıgınızda geri cekilme refleksi gostermesi gerekiyor. Aksi halde zehirleme riski var, ama korkmayin deneyin bence:)

                                               Yaninda sirkeli sogan, tereyag, limon, ekmek

Genel olarak ördek yemeğini seviyorum,ama iyi pişmiş olursa! etle tavuk arası bir yere koydum tadını . Bazi restoranlarda ingilizce menu bulunmuyor, menude yazan turuyle soylemem gerekirse 'Magret de Canard' ordek gogus;  'Confit de Canard' ise ordek but, benim tercihim Confit de Canard genelde.

Geçenlerde Au Randez Vous de La Marine adlı restaurantta yediğim Couquilles Saint Jacques (deniz tarağı) a la provençale dan da oldukça memnun kaldım. (hemen marketten dondurulmuşunu aldım evde de denemek için ) baya favorim oldu bu aralar hatta, pek seviyorum.

Paris 19.bölgede L'Atlantide adlı Tunus restoranı da gayet başarılı, kuskus yanında sebze sosu ve koyun etinin güzel bir yeri şimdi bile ağzımı sulandırdı. Yemeğin adı Mechoui idi.

Arada sırada türk restoranlarını da deniyoruz bunların içinde en sevdiğim Cardinal Lemoine metro durağının yakınındaki La Voie Lactée idi. Meze ve salataların  bulunduğu  büfe  gayet başarılıydı, yanında imam bayıldı ve rakı . Daha ne olsun...
Falafel de populer bir yemek özellikle vejeteryanlar arasında. Küçük yuvarlak  pidenin arasında türlü çeşit sebzelerin konulduğu fazlasıyla esanslı (sarımsak-soğan) kabak mücverin ana parçası olduğu değişik bir yahudi yemeği. Uzun kuyrukları görünce insanın beklentisi tavan yapıyor ama sıradan bir yiyecek bana göre.
                           
Bu arada Marais bolgesinde  yahudi  mahallesinde  Traiteur Boulangerie adlı mekanda harika incirli kurabiyeler var ve de patatesli ekmek. Pastıramili sandviçler de lezzetli ve doyurucu, tam öğlen atıştırmalık.


Belçika restoran zinciri Leon pek çok şubesiyle Paris'i kuşatmış durumda. Provençale usulu tencerede  midyeler güzel ama çok yemek bayıyor. Bana kalırsa midye dolmanın yerini asla tutamaz. Tabi seçilen sostaki midyeye  uygun bira çeşidi de menüde  yazıyor. Yanında olmazsa olmazı da patates kızartması

Soslar dibinde kalmış oldugundan  kaşıkla önce bir karıştırmak lazım. Bir midyeyi yedikten sonra  kabuklarını çatal yapıp diğer midyeleri kafesliyorsun.!

1.bölgedeki  Sainte Anne sokağı japon restoranların bulunduğu sokakmış. Yine Christine önerdi, pek japon yemeği sevmesek de deneyelim dedik.

Restoran Higuma'da gözümüzün önünde hazırlanan yemekler gayet başarılıydı. O sokağı kaydettik başka restoranlar da deneyeciğiz. Müşteriler genelde japon, bu da restoranın başarılı olduğun kanıtı bence:)

Son keşiflerimizden birisi de  hint okyanusu mutfağı. 6. bölgede Vavin metro durağının yakınında bulunan La Charette Créole restoranında Mauritius, Reunion, Madagascar, Mayotte adalarının spesyalleri yapılıyor. Ortam oldukça kalabalık, gürültülü ve havasız olsa da yemekler gayet başarılı. Ben reunion balığını tercih ettim, balığın turunu bangladeşli arkadaştan öğrenemedim ama tadinin çok güzel  olduğunu soyleyebilirim. Ozan da tam olarak madagascar mutfağına özgü olan Ramazova yedi. Et ve çok farklı bir ot vardı içinde nane gibi ama daha farklı.Yemek öncesi küçük kaplarda gelen mezeler de oldukça farklıydı, alışık olmadığımız tatlar, mezeler başarılı olmasa da  yemekleri sevdik. Tatlı da isteyecektik ama o kadar bekledik, kalabalık  gürültü ve sıkışıklıktan o kadar bunaldık ki vazgeçip kalktık. Abartısız 2 saat boyunca tek bir yemek yiyebildik. Çılgınca şarkı söyleyip dans eden garson kız hesabı isteyince siz çok beklediniz ve çok kibarsınız diyerek bize 2 incirli shut getirdi.

Bir de lübnan restoranı Fakhr El Dine var. Bize çok hitab etti. Bizim rakı olmuş  arak. Türk mezelerine benzer tatlar, garsonun tavsiyesiyle iki kişilik meze tabağı istedik. 5 çeşit mezeyi bitiremedik bile, hem hafif, hem lezzetli, hem doyurucu, azcık da pahalı bir yer.
Richelieu Drouot durağının hemen yanındaki  Hard Rock Cafe de güzel ama, amerika insanı porsiyonundaki yemekleriyle tek tabakla 3 kişiyi doyuracak türden. Ceyreğini bile yiyemedim nachosların. Yemekteki kaşar beni biraz bayıyor, ağır geliyor galiba ondan, yoksa jalepano biberleri harika yakışmış.. Ozan bir combo tabağı söyledi, görsellik mükemmel ama lezzet sınıfta kaldı. Kanatları tatlı soslamışlar, hiç olur mu? Neyse fajitas, salatalar falan muhtemelen daha insani ölçülerde ve denemeye değer.

Gecen gun kurstan arkadaslarla gidip kesfettigimiz Bastille metro duraginin yakinindaki Chez Paul de lezzetli fransiz yemeklerinin bulundugu bir restoran. Ozellikle asagidaki tatliya bayildim. Adi galiba Macarons avec myrtilles aux fruits rouges gibi birseydi.

Kesfetmeye devam...
Bon Appétit!

3 yorum:

  1. Bon Apetit Mine!! Bu yazinin devamini bekliyoruz:)

    YanıtlaSil
  2. merhaba! sans eseri bloguna denk geldim. midyeleri istiridyeleri görünce ilgimi cekti tabi.tekrar paris'e yolumuz düserse deneyecegim önerilerini. berlin'de bunlarin cok hasretini cekiyorum dogrusu. gerci buradaki türk gurbetciler sayesinde türkiye'den taze cupra, levrek falan bulabiliyor ama diger deniz ürünleri az malesef. raki&balik yapmaya beklerim :)

    YanıtlaSil
  3. Merhaba Melike, benim gibi deniz mahsulu seven biri daha! ne guzel:) geldiginde gorusuruz belki buralarda, bu arada davetin icin tesekkurler, bir gun Berlin'e gelirsem neden olmasin?:)

    YanıtlaSil